21 Şubat 2016 Pazar

Satranç öğreniyoruz: 4. Sayı

Kale aslında çok basit bir taştır. Dümdüz gider o kadar.Satranç bilmeyen birisi bile bir kaleyi doğru bir şekilde hareket ettirebilir. Bu derece basit bir taş için uzun giriş cümlelerine gerek olmadığını düşündüğüm için direkt olarak konuya girdim. Neyse kalelerden bahsetmeye devam edelim. Her ne kadar basit ve tahmin edilebilir taşlar olsalar da kaleler oldukça süper taşlardırlar. Genelde vezirden sonraki en güçlü taş olarak kabul edilirler. Bu kadar hayal gücünden yoksun bir taşın bu derece güçlü olması şaşırtıcı.(Ek olarak tahtanın en dandik yerinde duruyor bence.) Niye böyle? Çünkü adamlar çalışıyor. Görevini hakkıyla yerine getirmesi başarılı olmasının en büyük nedeni. (Mesela komodini bilen var mı? Aslında kalenin yerine bu taşı koymayı çok düşünmüşler ama 3 kare ileri gidip sonra tekrar geri gelmekten başka bir hareketi olmadığı için vazgeçmişler. En azından ben öyle biliyorum. Sonuçta yerinde sayan bir taşı kim ne yapsın? İlerlemek için bir şeyleri feda etmek gerekiyor. Bu bazen zamanınız olur, bazen sağlığınız olur, bazense, aynı kaleler gibi, hayal gücünüz olur. Hayal gücünden vazgeçmek nasıl bir histir ki acaba? Niye böyle bir şey yapmışlar ki? Bir oyunu kazanmak o kadar önemli mi? ) Kısaca kaleler eğer yeterince çalışırsak  herhangi bir yeteneğimiz olmasa da başarılı olabileceğimizin göstergesidir. Acaba kaleler kendilerini başarılı sayıyor mudur? Tahtanın köşesinde durmak için  bunca zorluğa katlanmaya değer miydi? Tabii bu bizim bakış açımız için geçerli. Kim bilir, belki de satranç onlar için sadece bir oyun değildir.

10 adımda felsefe

17.) Adımları hızlandırmak Küçükken bir hikaye okumuştum. Adamın biri at arabasını elma ile doldurmuş, yolda gidiyormuş. Bir süre ilerledikt...