14.) Yokuşlar ve merdivenler
Felsefenin önemli konularından biridir yokuşlar ve merdivenler. Bir engeli aşmanın ilk kuralı karşınızdaki engelin yokuş mu yoksa merdiven mi olduğunu anlamaktan geçiyor. Yokuşlardan başlayalım. Vazgeçtim merdivenlerden başlayalım. Merdivenler kademeli bir şekilde yükselirler. Eğer ilerlemek istiyorsanız ayağınızı belirli bir yüksekliğin üstünde kaldırmanız gerekir yoksa ilerleyemezsiniz. Süreklilik önemli değildir, bir basamakta istediğiniz kadar bekleyebilirsiniz. Gücünüzü toplayınca bir sonraki basamağa çıkarsınız.(Örneğin: 20 cm'lik basamak varsa ayağınızı 20 cm kaldırmanız gerekir. 100 kere 10 cm kaldırmanız bir işe yaramaz.) Yokuşlar ise farklıdır, yokuşta ilerlemek için bir alt sınır yoktur santim santim bile ilerleyebilirsiniz isterseniz. Fakat yokuşta dinlenemezsiniz, yokuşta durmak sizi yorar. Bazen yuvarlanırsınız aşağıya ve en başından başlamanız gerekir. Merdivende durmaya benzemez. Merdivende yuvarlanmazsınız, sadece aynı basamakta durursunuz. Günlük hayatta bir sorunla karşılaşınca kendinize sormanız gerekiyor. Bu sorun merdiven mi yoksa yokuş mu? Bunu çözmek için atacağım adımların belirli bir seviyede olması mı gerekiyor yoksa ufak ufak yapılabilir mi? Bu sorunu yarım bırakmak beni yorar mı yoksa bekleyebilir miyim? Hazır bunları sormuşken eski insanlar yağdan sabun yapmayı nasıl akıl edebilmişler bunu da sorun kendinize.(Cevabı bulursanız bana da söyleyin ben merak ediyorum çünkü.) Neyse konumuza dönelim. Bunlar ne işe yarayacak peki? O kısmını düşünmedim pardon. Konunun ana fikri nedir peki? Bazen bir basamağı çıkmaya gücünüz yetmez. Ne kadar denerseniz deneyin başaramazsınız, o zaman çabalarınızın bir değeri de kalmaz. Ölene kadar aynı basamakta beklemek zorunda kalırsınız. Keşke bu merdiven değil de yokuş olsaydı dersiniz kendi kendinize. Bu basamakta takılı kalmaktansa yuvarlansaydım yokuştan ve en başından tekrar deneyebilseydim dersiniz. Eğer en başladığınız yere döndüyseniz sorun yok çünkü tekrar tekrar deneyebilirsiniz. Esas sorun başa dönmek değil yerinde saymak. Çünkü o zaman yapabileceğiniz hiçbir şey kalmaz ve bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biriyle karşı karşıya kalırsınız. Sınırlarını fark etmek. İnsanın hayalleri gökyüzünde uçarken kendisinin yerde sürünmesi gerçekten büyük bir talihsizliktir. Merdivenleri hiç sevmiyorum bu yüzden.
Felsefenin önemli konularından biridir yokuşlar ve merdivenler. Bir engeli aşmanın ilk kuralı karşınızdaki engelin yokuş mu yoksa merdiven mi olduğunu anlamaktan geçiyor. Yokuşlardan başlayalım. Vazgeçtim merdivenlerden başlayalım. Merdivenler kademeli bir şekilde yükselirler. Eğer ilerlemek istiyorsanız ayağınızı belirli bir yüksekliğin üstünde kaldırmanız gerekir yoksa ilerleyemezsiniz. Süreklilik önemli değildir, bir basamakta istediğiniz kadar bekleyebilirsiniz. Gücünüzü toplayınca bir sonraki basamağa çıkarsınız.(Örneğin: 20 cm'lik basamak varsa ayağınızı 20 cm kaldırmanız gerekir. 100 kere 10 cm kaldırmanız bir işe yaramaz.) Yokuşlar ise farklıdır, yokuşta ilerlemek için bir alt sınır yoktur santim santim bile ilerleyebilirsiniz isterseniz. Fakat yokuşta dinlenemezsiniz, yokuşta durmak sizi yorar. Bazen yuvarlanırsınız aşağıya ve en başından başlamanız gerekir. Merdivende durmaya benzemez. Merdivende yuvarlanmazsınız, sadece aynı basamakta durursunuz. Günlük hayatta bir sorunla karşılaşınca kendinize sormanız gerekiyor. Bu sorun merdiven mi yoksa yokuş mu? Bunu çözmek için atacağım adımların belirli bir seviyede olması mı gerekiyor yoksa ufak ufak yapılabilir mi? Bu sorunu yarım bırakmak beni yorar mı yoksa bekleyebilir miyim? Hazır bunları sormuşken eski insanlar yağdan sabun yapmayı nasıl akıl edebilmişler bunu da sorun kendinize.(Cevabı bulursanız bana da söyleyin ben merak ediyorum çünkü.) Neyse konumuza dönelim. Bunlar ne işe yarayacak peki? O kısmını düşünmedim pardon. Konunun ana fikri nedir peki? Bazen bir basamağı çıkmaya gücünüz yetmez. Ne kadar denerseniz deneyin başaramazsınız, o zaman çabalarınızın bir değeri de kalmaz. Ölene kadar aynı basamakta beklemek zorunda kalırsınız. Keşke bu merdiven değil de yokuş olsaydı dersiniz kendi kendinize. Bu basamakta takılı kalmaktansa yuvarlansaydım yokuştan ve en başından tekrar deneyebilseydim dersiniz. Eğer en başladığınız yere döndüyseniz sorun yok çünkü tekrar tekrar deneyebilirsiniz. Esas sorun başa dönmek değil yerinde saymak. Çünkü o zaman yapabileceğiniz hiçbir şey kalmaz ve bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biriyle karşı karşıya kalırsınız. Sınırlarını fark etmek. İnsanın hayalleri gökyüzünde uçarken kendisinin yerde sürünmesi gerçekten büyük bir talihsizliktir. Merdivenleri hiç sevmiyorum bu yüzden.