Bu yazının günlük hayatta sürekli karşılaştığımız bu eşyaları (Aslında eşya doğru kelime olmadı gibi ama şu hayatta bir sürü yanlış şey varken buradaki yanlışın çok da önemli olduğunu düşünmüyorum. Eğer böyle deseydim bu oldukça yanlış bir savunma olurdu. Diğer insanların yaptığı hataların benim hatamı meşrulaştırma yeteneği maalesef ki yok. Olsa güzel olmaz mıydı? Güzel olurdu. Belki de olmazdı.) derinlemesine inceleyeceğimiz bir yazı olmasını planlıyorum. Bakalım olacak mı? Pencere ve duvarın ne farkı vardır? Pencerelerin arkası görünür, duvarın gözükmez; pencereler açılır, duvarlar açılmaz. Aslında bunların hiçbiri aralarındaki farkı açıklamaya yetmez zira bazı pencereler açılmaz, arkasını görebileceğiniz cam duvarlar olabilir, falan filan. Peki neye pencere deriz neye duvar deriz? "Niye pencere deriz niye duvar deriz?" olarak da sorabilirdik bu soruyu ama saçma olurdu.(Kanaatimce saçma lafı güzel bir iltifat. Umuyorum ki ilerde bir yazıda değinirim.) Duvarlar korur ve sıkıştırır insanı. Görüş mesafenizi birkaç ışık yılından birkaç metreye düşürür. (Yıldızları görebiliyoruz sonuçta dışarı bakınca.) En önemli duyumuzun bu derece kısıtlanmasına nasıl katlanıyoruz peki? Pencereler sayesinde. Pencereler bize kaybettiğimiz görüş mesafesini geri verir ve genelde açılıp kapanır oldukları için kontrolün bizde olduğunu düşünmemizi sağlar. Pencerelerin bizim üstümüzde oluşturduğu sahte özgürlük duygusu sayesinde 5 duvar arasında sıkışmanın çok korkunç olduğu gerçeğini görmezden geliriz. Pencereler bizi kandırır. Pencerelerin kandıramadığı insanlar da vardır tabii ki. Gezmeyi seven insanlar aslında bu yüzden gezmeyi severler. Duvarlardan kaçmak için gezerler. (Ben gezmeyi pek sevmem, şahsi fikrim gezmenin dikkati dağıttığı yönünde ve dağınık bir dikkat ise pek bir işe yaramaz. Güneş ışınları gibi düşünebilirsiniz. Kalın kenarlı mercek dağıtır, ince kenarlı mercek toplar. Bu merceklerden birisi ateş yakabiliyor. Hangisi olduğunu belirtmeye gerek duymadım ama ne hikmetse bu cümleyi yazmaya gerek duymuşum. Devam edelim.) Aslında pencereler sadece duvarların içindeyken değil, dışarıdayken de bizi kandırıyolarmış gibime geliyor. Çok şüpheli davranışları var. Ben genellikle hareket eden ama yerinden kımıldamayan canlılara karşı şüpheyle yaklaşırım. Peki yazının başlığındaki kapıdan niye hiç bahsetmedik? Çünkü kapılar duvarlar gibi önümüzde aşılamaz engeller oluşturmaz ya da pencereler gibi bize sahte bir özgürlük sunmaz. Haklısınız bunlar kapılardan bahsetmememi haklı çıkaracak nedenler değil. Zaten kapılar da böyle. Eğer doğru anahtarınız varsa hak edip etmediğinize bakmadan açılır. Bu açıdan bakınca çok adi gözüktüler gözüme.
Böbreklerinize iyi bakın zira aklınızın bile sizi terk ettiği, dönüp bir daha bakamayacağınız o karanlık anlarınızda onlar hep sizinleydi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 adımda felsefe
17.) Adımları hızlandırmak Küçükken bir hikaye okumuştum. Adamın biri at arabasını elma ile doldurmuş, yolda gidiyormuş. Bir süre ilerledikt...
-
Tornavidalara tarafsız bir gözle baktığımızda tornavida ile vida sıkmak ve çekiçle çivi çakmak benzer eylemlerdir. ikisi de birbirinden bağ...
-
18. Sanat İyi bir felsefeci sanat hakkında bilgili gözükmelidir. Bu sayede çevrenize hava atabilirsiniz. Gerçekten bilmenize gerek yok ama ...
-
17.) Adımları hızlandırmak Küçükken bir hikaye okumuştum. Adamın biri at arabasını elma ile doldurmuş, yolda gidiyormuş. Bir süre ilerledikt...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder