16.) Boşluklar
İyi bir felsefeci olmanın en önemli olmasa da oldukça önemli şartlarından birisi de boşluklar ve onların taktiksel kullanımı hakkında bir iki cümle söyleyebilmesidir. Tabii burada bu konuda konuşacak birini bulma gerekliliği de ortaya çıkıyor zira kendi kendine konuşmak birçok kültürde garip karşılanıyor. Bu arada yazıya uzun ve sıkıcı cümlelerle başlamak aslında iyi değil. Yazının okunma oranını ciddi anlamda düşürüyor. Peki o zaman neden böyle yaptım? Neden kendi yazımı sabote ettim? Edebi bir intihara mı tanıklık ediyorsunuz? Bence öyle değil. Ben buna edebiyatta acı biber akımı diyorum. Meyvelerin esas amacı içlerindeki tohumu hayvanların yemesini sağlayarak uzaklara taşımaktır. O yüzden genelinin tadı güzeldir ama acı biberler böyle yapmamış. Meyve olmanın temel şartına karşı adeta isyan etmiş. Ben de, madem acı biberler böyle yaparak hayatta kalmayı başarmışlar ben neden başaramayayım, diye düşündüm. Sonuçlarını zaman gösterecek. Sanıyorum ki bağlamı anladınız o zaman konumuza geçebiliriz. Boşluklar doğru kullanıldığında oldukça etkili olabilirler. Doğru yerde susmanız (işitsel boşluk), olması gereken yerde gözlerinizi kapamanız (görsel boşluk) veya tam vaktinde söyleyeceğiniz birkaç saçma söz (anlamsal boşluk) hayatınızı şu anki bulunduğu yerden alıp başka, hatta bambaşka, yerlere fırlatabilir. (ya da duruma bağlı olarak nazikçe bırakabilir. Muhtemelen fırlatır ama.) Hepsini inceleyelim ve bunları günlük yaşantımızda üstünlük iddiamızı güçlendirmek için nasıl kullanacağımızı öğrenelim.
İyi bir felsefeci olmanın en önemli olmasa da oldukça önemli şartlarından birisi de boşluklar ve onların taktiksel kullanımı hakkında bir iki cümle söyleyebilmesidir. Tabii burada bu konuda konuşacak birini bulma gerekliliği de ortaya çıkıyor zira kendi kendine konuşmak birçok kültürde garip karşılanıyor. Bu arada yazıya uzun ve sıkıcı cümlelerle başlamak aslında iyi değil. Yazının okunma oranını ciddi anlamda düşürüyor. Peki o zaman neden böyle yaptım? Neden kendi yazımı sabote ettim? Edebi bir intihara mı tanıklık ediyorsunuz? Bence öyle değil. Ben buna edebiyatta acı biber akımı diyorum. Meyvelerin esas amacı içlerindeki tohumu hayvanların yemesini sağlayarak uzaklara taşımaktır. O yüzden genelinin tadı güzeldir ama acı biberler böyle yapmamış. Meyve olmanın temel şartına karşı adeta isyan etmiş. Ben de, madem acı biberler böyle yaparak hayatta kalmayı başarmışlar ben neden başaramayayım, diye düşündüm. Sonuçlarını zaman gösterecek. Sanıyorum ki bağlamı anladınız o zaman konumuza geçebiliriz. Boşluklar doğru kullanıldığında oldukça etkili olabilirler. Doğru yerde susmanız (işitsel boşluk), olması gereken yerde gözlerinizi kapamanız (görsel boşluk) veya tam vaktinde söyleyeceğiniz birkaç saçma söz (anlamsal boşluk) hayatınızı şu anki bulunduğu yerden alıp başka, hatta bambaşka, yerlere fırlatabilir. (ya da duruma bağlı olarak nazikçe bırakabilir. Muhtemelen fırlatır ama.) Hepsini inceleyelim ve bunları günlük yaşantımızda üstünlük iddiamızı güçlendirmek için nasıl kullanacağımızı öğrenelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder