24 Temmuz 2016 Pazar

Satranç öğreniyoruz: Son Bölüm

Bu yazı serisini yazarken yazmakta en çok zorlandığım taşlar şah ve piyon oldu. Dedim ki "Acaba en önemli ve en önemsiz taşlar oldukları için mi böyle oldu?" ama sonra durumu anladım. Şah ve piyon hakkında yazmak daha zor çünkü diğer taşlara hiç benzemiyorlar. Mesela, İkisinin de tek seferlik özel başlangıç hamleleri (açılışta iki kare ilerleme ve rok) ve başka yetenekleri var. Piyon geçerken alma özelliği sayesinde orada olmayan bir taşı yiyebiliyor, şah rok yaparken aynı hamlede iki taşı birden oynatıyor, piyon haricinde diğer tüm taşlar hareket ettiği şekilde yerken piyonun hareket etme ve yeme şekilleri farklı. Şah tehdit edilirse bundan haberi oluyor, piyon son kareye ulaşınca şekil değiştiriyor.
Piyonu biraz daha incelersek: Hareket etmek için yemek zorunda olmayan tek taş kendisi. Diğer taşlar sadece yolunun üzerindeki onu engelleyen taşları yerken piyon yolu ile alakasız onun için herhangi bir engel teşkil etmeyen taşları yiyor. Diğer taşların yaptığı şey aslında zorunluluk çünkü o kareye gitmek istiyorsa oradaki taşı yemek zorunda. Piyonda ise böyle değil, yediği her taş keyfi, kendi hareketini kısıtlamasa bile yiyor, sırf yemek için yiyor zorunluluğu yok. Ayrıca piyonlar geri gidemeyen tek taşlar. Ne olursa olsun ilerlemek zorunda ve son kareye ulaştığında daha fazla hareket edemeyecek hale geldiğinde orada öylece beklemek yerine başka bir taşa dönüşüp hayatına devam ediyor. Öldürmek zorunda olmadığı halde öldürüyor, ölmesi gereken yerde ise yeniden canlanıyor.
Piyona baktığımızda gördüğümüz şey karmaşa, kaos. Piyon ölümden şekil değiştirerek kaçmaya çalışıyor. Öte yandan şah daha huzurlu ve sakin bir taş. Oyun boyunca çok fazla hareket etmiyor. Tahtanın bir köşesinde oyunun bitmesini bekliyor. Sadece tek kare hareket ettiği için güçsüz bir taş gibi görünebilir ama aynı anda başka bir taşı hareket ettiren birisi daha yok oyunda. Rok satrancın tüm kurallarına karşı gelen bir harekettir ve şah bunu yapabiliyor. Şah basitçe umursamıyor ve tahtadaki kavgadan ziyade ölümsüzlüğe önem veriyor. Şah tam ölecekken oyun orada donuyor ve her şey ilk haline dönüp yeni bir oyun daha başlıyor. Şahı öldüremezsin ama şah da sonsuza kadar yaşamaz. Aynı hayatı tekrar tekrar yaşar ve bu seferkinde ölümden kaçmanın yolunu arar.
Oyunun en önemli ve en önemsiz taşları olarak ölümden kaçma konusunda birbirlerine bayağı benziyorlar. Diğer taşlara ise hiç benzemiyorlar. Çünkü Şah ve Piyon satranca ait değiller. Şahsi fikrim kendi çektiği filmde oynayan yönetmenler gibi satrancı bulan kişi de oyuna kendinden( İnsandan desek daha doğru olur.) bir parça kattı. Hatta 2 parça kattı. Şah ve Piyon. Piyon gibi öldürmemiz gerekmediği halde öldürüyor, sürekli ilerleme arzusu ile kendi sonumuza doğru yol alıyoruz. Diğer yandan Şahın yaptığı gibi içinde bulunduğumuz dünyayı kendi isteklerimize göre değiştiriyoruz ve ölümsüzlüğü arıyoruz. Şah da piyon da ölümsüzlüğü arıyorlar ama farklı şekillerde. Birisi hep ilerleyerek gerekirse yıkarak ama yine de ilerleyerek aradığı cevaba ulaşmayı hedefliyor. Diğer ise pek hareket etmeden olduğu yerde durarak, kendini muhafaza ederek arıyor. Ölümsüzlüğü Piyon kaosta Şah ise huzurda arıyor. Ayrıca Şah insanın koruması gereken değerlerini simgelerken, Piyon gelişme arzusu ve merak etme güdüsünü simgeliyor. Amaçları aynı ama, ölümsüzlük ya da tahtada biraz daha uzun süre kalabilmek. Cevabı biri koşmakta bulmuş diğeri durmakta. Satrançtaki kavga aslında siyah ve beyazın kavgası değil Piyon ve Şahın kavgasıdır. Ölümsüzlük peşinde koşan iki taşın cevap ararken yarattıkları yıkımdır satranç. Şah ölmeden oyunu yeniden başlatıyoruz ve bu sayede Şah ve Piyona bir şans daha veriyoruz aradıkları cevaba ulaşmaları için. Satranç hiçbir zaman bitmez, sadece taşlar bir dahaki sefere yeniden çıkmak üzere torbaya girer. Ayrıca Satranç oynarken amacımız rakibi yenmek değil öyle olsaydı Şahı öldürmeden oyuna yeniden başlamazdık. Bizim bu oyunu oynamaktaki amacımız içimizdeki Şah ve Piyonu fark etmek, ilerlemek ile muhafaza etmenin arasındaki dengeyi kurmak. Çevreyi yıkmadan gelişmenin yolunu bulmak.

Peki Şah ve Piyona ne olacak? Belki de kurallarını başkalarının koyduğu bu oyunda aradıkları cevabı hiçbir zaman bulamayacaklardır. Belki cevap tahtanın üzerinde değil torbanın içindedir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

10 adımda felsefe

17.) Adımları hızlandırmak Küçükken bir hikaye okumuştum. Adamın biri at arabasını elma ile doldurmuş, yolda gidiyormuş. Bir süre ilerledikt...