Çok uzun zaman olmuş yav buraya bir şeyler yazmayalı. Bir sürü taslak bırakmışım, birazına baktım ama bir şey anlamadım. 2-3 kelime yazmışım bir çoğuna, daha iyi not almam gerekiyor muhtemelen. Neyse bu aralar yapmam gereken başka işler var. Tez falan yazmam gerekiyor ama takdir edersiniz ki, insanlar görevlerinden kaçmak için garip garip şeyler yapabiliyor. Sınava çalışmamak için evi temizlemek, evi temizlememek için çamaşırları ütülemek, çamaşırları ütülememek için... Neyse bu böyle gider biz konumuza dönelim. Konumuz yok sanırım o zaman konu bulalım bir tane. Mesela sınırlar, insanın sınırları nerede başlar nerede biter? Benim bedenim bana dahil mi? Az önce tırnağımı kestim dolayısıyla bedenimin bir parçası artık benden ayrıldı, daha az Sefa'yım (Adım Sefa bu arada) diyebilir miyim? Bu arada ismimden ilk defa bahsettim sanırım ( Eski yayınlara bakmaya üşendim bi ara bakarım ama ilk defa bence.) acaba daha kibirli birisi mi oldum ya da daha az mı utanıyorum? Belki de kestiğim tırnağım gerçekten de kişiliğimden bir parçaydı ve o yüzden farklı davranmaya başladım, artık ben eski ben değilim belki de. "Bedenim ben değilim ama bedenimi ben kullanıyorum" da diyebilirsiniz. O zaman sen kimsin? Nereden kullanıyorsun? Falan filan bir sürü yeni soru gelir devamında o yüzden lütfen öyle demeyin. Bu konu zormuş yav keşke daha kolaydan başlasaydım. Başka bir konu bulalım. "Çok uzaklardaki bir dağın eteğinde bir çakıl taşı varmış. Gününü diğer taş arkadaşlarıyla konuşarak bazen de yuvarlanarak geçirirmiş. " mesela iki sene önce bunu yazmış bırakmışım acaba bu hikayeyi nasıl devam ettirecektim? Bu hikayenin devamını yazsam güzel olur. Yazayım o zaman. Şaka maka 2 sene olmuş yav, bir daha bu kadar uzun ara vermem inşallah.
Yazarken fark ettim yazı yazmanın zevkini. Unuttuğum güzel duyguymuş. umuyorum ki siz okumanın zevkini unutmamışsınızdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder