17 Şubat 2014 Pazartesi

Başlangıç

Embriyo iken birbirinin aynı olan hücreler neye göre farklılaşıyor? Neden kimisi böbrek olurken öbürü damar oluyor bir kısmı beyin oluyor falan (tüm organları saymaya lüzum yok sanıyorum.) Eğer herhangi bir embriyoloji kitabını açarsanız bunun hücreler arasındaki birtakım sinyaller, kimyasallar nedeniyle olduğunu söyleyecektir. Maalesef ki bu tamamen yanlıştır. Bazı güçler gerçeğin öğrenilmesini istemiyorlar.(Peki neden istemiyorlar? Bilgi güçtür, gücün başkalarının elinde olması ise sakıncalıdır. Başkalarının, bildikleri ile bildiklerini sandıklarının oranı ne kadar az olursa o kadar iyi olur. Ben niye size söylüyorum? Çünkü bilgi güçtür ve eğer sizde de güç olursa bu birtakım kişilere karşı savaşabilirsiniz. Benim karım ne olacak? Dövüşen iki grubu izleyerek bir miktar eğlenebileceğimi düşünüyorum.) Konumuza dönelim. Nasıl farklılaşıyor bu hücreler? Cevap: Farklılaşmıyorlar. Bu hücreler hepimiz aynıyız, kimseyi ötekileştirmeyeceğiz diyerek prolifere olmayı reddediyorlar. Çünkü farklılık olursa adeletsizliğin ve acının olacağına inanıyorlar ama işler umdukları gibi gitmiyor.(Genelde de işler umulduğu gibi gitmez zaten. Umut zaten acının yoğunlaşmış halidir. Gerçekleşmesi olası durumlarda insan umut etmez, bilir o işin olacağını. Umut olasılıklar bizden yana değilse, tutunacak gerçek bir dalımız olmadığı zaman ortaya çıkan bir dayanaktır. O yüzden de eğer umudunuz varsa o işten pek bir şey beklemeyin bence.) Bir süre sonra önlerinde yalnızca iki seçenek kalıyor; ya aynı şekilde kalacaklar ya da acı çekme pahasına farklılaşacaklar. Aynı kalmayı seçenler bu hayatla bağdaşmıyorlar dolayısıyla onlardan bahsetmek vakit kaybı zira onlar korkaklar ve onlar hakkında yazılan her cümle çok kötüdür, pistir, yakılmayı hak eder ve silinmelidir. Acı çekmeyi seçen öbür gruba gelirsek; bekledikleri kadar kötü değil durumları çünkü: "Işık varsa karanlık da vardır." mantığıyla "acı varsa mutluluk da vardır" diyebiliriz. Sonuçta adamlar biraz mutlu biraz mutsuz yuvarlanıp gidiyorlar. Daha sonra bir sürü olay oluyor ve organlar falan ortaya çıkıyor. (Aslında son cümleyi biraz daha fazla açıklamam gerekiyordu sanırım. Yazının başından anlatmayı düşündüğüm yer orasıydı ama işler umduğum gibi gitmedi. Bir yerde okumuştum genelde de gitmezmiş zaten.)
Bir sonraki yazı "Yakından tanıyalım: Kalp" (İç organların iç yüzü diye yazsam daha mı iyi olur acaba?)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

10 adımda felsefe

17.) Adımları hızlandırmak Küçükken bir hikaye okumuştum. Adamın biri at arabasını elma ile doldurmuş, yolda gidiyormuş. Bir süre ilerledikt...