29 Haziran 2014 Pazar

Leğenlerin ağzı neden tabanlarından daha büyüktür?

Eğer 100 adet insanı bir odaya kapatıp düzenli aralıklarla yiyecek ve içecek verirseniz 100 gün sonra hayatta kalacak insan sayısı bu düzenli aralıkların arasına bağlıdır. Muhtemelen bunu siz de biliyordunuz, peki bunu neden yazdım? Ne işe yaradı? Gereksiz miydi? Aklınıza birçok soru gelebilir ya da "Ne diyo bu mal" diyerek beni eleştirmeyi de seçebilirsiniz. Bunları niye yazıyorum? Çünkü bazı büyük buluşlar tesadüfen bulunmuştur. Çok alakasız yerlerden bir yerlere ulaşmak mümkün oluyor bazen. Camdaki sinekler gibi aynı; yanlarındaki pencere açıkken, 5-10 cm yana kaysa uçup gidebilecekken hala camdan çıkmaya çalışıyolar ya. Bazıları pes ediyor sonra. Şimdi o sinekle konuşabilsek "İki adım yana kaysan çıkabileceksin, hadi iki adım yandan bir daha dene" desek  o da bize muhtemelen "....." diyecektir.(Sinekle muhabbet etmeye çalışacak kadar malsanız sineğin sessizliği sizi şaşırtabilir ama diğer insanlar için normal bir durum bu.) Neyse sineğin konuştuğunu varsayalım. Sineğin vereceği cevap muhtemelen " İkisi de aynı ha iki adım sağ ha sol ne fark eder? Boşuna yorulmak istemiyorum." gibi bir şey olur. Sinek cam ile boşluk arasındaki farkı anlayamadığı için yapacağı işin işe yaramaz bir şey olacağını düşünür. Neyse demek istediğim şey bazen gereksiz bir şeyler yapıyor gibi gözüksek de bu yaptıklarımız hiç ummadığımız şekilde sonuçlanabilir. Evet çok düşük bir ihtimal ama benim de şu anda var olmam da düşük bir ihtimaldi. Kaç kuşak insan evlenecek de onların çocukları olacak da falan filan yani bayağı düşük bir ihtimal bence ama ben buradayım. Düşük ihtimaller o kadar da düşük değil aslında. Sonuç olarak bazı eylemlerimizin sonuçlarını tahmin edecek bilgiye şuan sahip değiliz ve bize aynı görünen olaylar birbiriyle tamamen alakasız sonuçlara ulaşabilir. Belki tam tersi de doğrudur, farklı bir şey yaptığımızı sanarak aynı şeyleri tekrar edip duruyoruzdur. Belki hayatlarımıza kendimiz yön verdiğimizi sanıyoruzdur. Belki birkaç milyar insanı kandırmak hiç o kadar da zor değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

10 adımda felsefe

17.) Adımları hızlandırmak Küçükken bir hikaye okumuştum. Adamın biri at arabasını elma ile doldurmuş, yolda gidiyormuş. Bir süre ilerledikt...