8 Temmuz 2014 Salı

Gece

İyi günler,
Arkadaşlar bugün birçoğumuzun yanlış bildiği bir kavram hakkında yazı yazmayı planlıyorum ama taktir edersiniz ki hayat her zaman planladığımız şekilde gitmediği için yazının içeriği hakkında yazıyı yazmaya başlamadan görüş belirtmem yanlış olur. Genelde cümlelerin uzunluğu ile okuyucuların okuma isteği arasındaki ilişki birisinin artmasıyla öbürünün azalması olarak tanımlayabileceğimiz ters orantı olduğu için yazdığım cümleler ne kadar uzun olursa o kadar okuyucu kaybetmiş olurum. Tahminimce buraya gelen yirmi kişi falan kalmıştır. Teşekkür ederim buraya kadar okuduğunuz için. Konumuza geçelim; Çok karıştırılan kavramlardan birisi de gece ve gündüzdür. Genelde gece örten saklayan bir şey olarak tarif edilir. Gündüz ise tam tersi hisler uyandırır bünyede.( En azından bence öyle.) Gerçekse farklıdır. Gizleyip örten gündüzdür aslında. Ufak bir deney ile destekleyeyim görüşümü. Gündüz dışarı çıkıp görebildiğiniz en uzak şeyi bir yere not edin sonra aynısını gece yapın. Gündüz Şehrin öbür ucunu görebilirken; geceleyin bir en fazla 2 sokak ötesini görebilirsiniz. Demek ki gündüz daha çok şey görebiliyoruz dolayısıyla ben yalan söylüyorum.
Yanlış. Geceleyin görebildiğimiz en uç nokta yıldızlardır. Kimi bisürü ışık yılı uzak, kimi çoktan ölmüş yıldızları görürüz. Ölmüş yıldızları görebilmek büyük bir başarıdır bence.  Gündüz sadece etrafımızı görürken geceleyin geçmişi görürüz. İnsanın üstüne gece çöken üzüntü hissinin nedeni de budur: Geçmiş ile yüzleşmek,geceleyin ölmüş yıldızlarla beraber bir daha tekrarlamayalım diye beynimizin kaydettiği tüm hataları da görürüz. Hatalarımızı unutmak onları hatırlamaktan daha çok acı vereceği için unutmayız. Bunun sonucunda birazcık üzülmek bence gayet iyi bir fiyat. Muhtemeldir ki burayı okuyanların çoğu 30 yaşından küçük. Zaten 30 seneye de insanı yatakta cenin pozisyonunda ağlatacak kadar hata sığdırmak zordur. Eğer ola ki böyle bir şeyi başardınız, ağlayın artık napıyım beş on seneye geçer onların acısı. Koskoca yıldızlar yok oluyor, birkaç anının verdiği üzüntü de yok olabilir. Artık gece ve gündüze daha farklı bakmanız dileğiyle.
İyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

10 adımda felsefe

17.) Adımları hızlandırmak Küçükken bir hikaye okumuştum. Adamın biri at arabasını elma ile doldurmuş, yolda gidiyormuş. Bir süre ilerledikt...