Hayatın anlamı nedir? Birinci cevap

  Öncelikle iyi günler, 

    Bu yazıda ne yazacağıma henüz karar vermedim notlarıma bir bakmam lazım. (Evet aklıma yazmaya değer olduğunu düşündüğüm şeyler gelince not aldığım oluyor bazen.)  Şanslıyız ki güzel bir konuya denk geldik bu yazıda size hayatın anlamını açıklayacağım. Şaşırmanız, sevinmeniz ve bir miktar da endişelenmeniz gayet normal merak etmeyin. (Bunların dışında kalan acıkmanız, susamanız veya esnemeniz de normal ama muhtemelen bu yazıyla ilgisi yok bu duyguların.) Öte yandan üşüme-titreme, öksürük ve nefes darlığı normal değil bir doktora görünmeniz gerekebilir. 

    Neyse şakamızı da yaptıysak esas konumuza dönebiliriz. Hayatın anlamını geçen hafta rüyamda gördüm. Rüyamda bizim bir arkadaş var: Taha, ona gidip soruyodum varlığımın anlamı var mı diye. O da bana diyordu ki " Hayatın anlamı tavuğu saat 18.00'den önce haşlamaktır." rüyamda bana çok mantıklı gelmişti ve cevaptan tatmin olmuştum. (Hatta uyandıktan sonra iki saniye kadar da mantıklı olmaya devam etti bu düşünce.) Dün denedim hatta, ama pek bir aydınlanma hissedemedim belki biraz daha beklemek gerekiyordur bilmiyorum ama şunu fark ettim, doğru koşullar oluştuğunda bir insanı hayatın anlamının tavuğu doğru zamanda haşlamak olduğuna inandırabilirsiniz. Acaba şu anda çevremizdeki koşullar yüzünden nelere inandırılıyoruz? Ben en azından şanslıydım. Kendime belirlediğim hedef (tavuk), ona ulaşmam (haşladım) ve cevabın yanlış olduğunu fark etmem (aydınlanmadım) bunlar kısa sürdü.  Peki Taha rüyamda hayatın anlamı 60 sene boyunca tavuk haşlamaktır veya 10.000 tane balık tutmaktır falan deseydi ne olacaktı? Bunları gerçekleştirmem için bir cumartesi gününden fazlası gerekirdi ve eğer sonuç olumsuz olsaydı geçen ömrüme bakıp iç çekmekten başka bir şey elimden gelmeyecekti.  Aradığınız cevap sorudan daha çok aradığınız yerle ilgili oluyor bazen. Siz en iyisi sorularınıza cevap aramadan önce uykuda mısınız diye bir kontrol edin. 

Bu arada bence şu tavuk olayını da bi deneyiverin belki tutar. Hem suyuna da çorba falan yaparsınız. 

10 adımda felsefe

 18. Sanat

İyi bir felsefeci sanat hakkında bilgili gözükmelidir. Bu sayede çevrenize hava atabilirsiniz. Gerçekten bilmenize gerek yok ama bu rehber sayesinde bir iki şey bileceksiniz. Sizden biraz hayal gücünüzü kullanmanızı isteyeceğim. Öncelikle burada konuya giriş yaptığım bir cümle hayal edin. İkinci cümleyi de hayal ederseniz güzel olur. (Parantez içine de komik bir şey yazdığımı hayal edin) Ettiniz mi? Güzel o zaman işi bir adım öteye taşıyalım ve artık noktalama işaretlerini de siz hayal edin biraz daha sanatla ilgili cümleler kuruyorum bu kısımda kelimelerin dopru yazılışını da hatal edersiniz artık böyle rahat oluyomyş tüm işi okuyucuya yıktım bundan sonra böyele mi decvam etsek acaba bu konuyu düşünüyüm bi 

Tamam düşündüm. İlk başta güzel bir fikir gibi geldi ama yazdıklarımı okuyunca okuyucuya yıktığım tüm işleri kendim de yapmak zorunda kaldım. Kendi kazdığım kuyuya düştüm adeta. O yüzden eski düzenden devam edebiliriz. İlk olarak resimden başlayalım. Daha sonra edebiyat, tiyatro, turizm ve tavuk döner diye devam ederiz. Turizm bacasız sanat mıydı sanayi miydi o ikisini hep karıştırıyorum. Garanti olsun diye yazdım yine de. Tavuk döneri de seviyorum şans getirsin diye ekledim.

Yemek Tarifleri ve Püf noktaları: Patates Kızartması

 Patates kızartması yapmak kolaydır. Bıçak, yağ ve biraz da hayal gücü ile o patateslere hayatlarının en kötü gününü yaşatmanız hiç de zor değil. Adımlara geçelim

1: Patatesleri lavaboda iyice yıkayın.

2: Yıkadığınız patatesleri soyma amacıyla elinize alın

3: Kendinizden emin olmalısınız çünkü patatesler tereddüttü hisseder. 

3a: Aslında tüm patatesler değil bazıları hisseder ama işimizi riske atmayalım.

4: Sonra soyduğunuz patatesleri yağın içine atın.

5: Patatesleri doğramayı unuttuğumuz için yağdan geri çıkartın.

5a: Yağı kızdırmayı unuttuğumuz için beşinci adımı yapmak zor olmayacaktır merak etmeyin.

6: Patatesleri ince ince kesip kızgın yağın içine atın.

7: 1-2 dakika sonra patates kızartmak isteyip istemediğinizden emin olmadığınız için patatesleri geri çıkarın.

8: Bu sefer dikkatli çıkarın ama elinizi yakmayın.

9: Yarı kızarmış patatesler bir kenarda soğuduktan sonra geri kızartın.

Tereddüt ve kararsızlığın işe yaradığı nadir durumlardan birisi de patates kızartmaktır. Bırakın hissetsin patates içinizdeki kararsızlığı, görsün elinizin tereddüt yüzünden titrediğini. Günün sonunda patatesler tabakta siz ise sandalyede olacaksınız. Yav düşündüm de tereddüt işe yaramaz, aslında karar vermemek de bir karardır ama canım istemediği için o konudan şimdi bahsetmeyeceğim. 

10: Eğer hipertansiyon hastalığınız yoksa patateslere tuz döküp yiyebilirsiniz.

Yemek Tarifleri ve Püf noktaları: Başlangıç

Yemek yapmak aslında çok da zor bir iş değildir. Esas problem: Temel gayesi dünyaya iz bırakmak olarak özetlenebilecek olan biz insanların, yok olacağını bile bile bir şeyler yaratmak için uğraşmasının zihnimizde yarattığı ikilem duygusu ile baş etmektir. Peki bunu nasıl çözebiliriz? Bu konuda işe yarayabilecek birkaç yöntem var ama bu bloğa biraz göz attıysanız bu yöntemlerden bahsetmeyeceğimi fark etmişsinizdir (Buralarda işe yarar bir şeyler bulmanız zor). Biz bu duruma farklı bir açıdan yaklaşmayı deneyeceğiz. Şimdilik hangi açıdan yaklaşacağıma karar vermedim ama bu yazıyı da bu şekilde bırakmak istemiyorum. Bu yazıyı aşırı şeker tüketmenin zararlarından bahsederek bitireyim. (Eğer ileride aşırı şeker tüketmenin zararları hakkında yazı yazarsam da yemek tariflerine hangi açıdan yaklaşacağımı anlatarak bitiririm sıkıntı olmaz bence.)

Arkadaşlar aşırı şeker tüketmek zararlıdır. Çayı falan şekersiz için.

Yemek Tarifleri ve Püf noktaları: Mercimek Çorbası

    Evet yeni bir seri ile karşınızdayım. Bu sefer girişi ikinci bölümde yazmaya karar verdim. O yüzden direkt konuya giriyorum.

    İyi bir mercimek çorbası yapmak çok zor değil. Aşağıdaki birkaç püf noktasına dikkat ederek siz de iyi bir mercimek çorbası yapabilir ve sevdiklerinizle (veya yalnız, yargılamıyorum) güzel bir akşam geçirebilirsiniz.

1. Mercimeği tencereye atmadan önce yıkayın. Hatta yıkamadan önce eleyebilirseniz (suyu değil mercimeği) çok daha güzel olur.

2. Soğanları tencereye koymadan önce yıkayın. Yıkamadan önce eleyebilirseniz (soğanları) daha güzel olur.

3. Tencereyi ocağa koymadan önce yıkayın. Yıkamadan önce eleyebilirseniz muhtemelen eleğinizde ya da tencerenizde bir sorun var demektir. Birisinden (Tercihen tecrübeli) yardım isteyiniz.

4. Mercimeği soğanlarla beraber kavurun.

5. Tencerenin kapağını açarsanız çorbayı daha rahat karıştırabileceğinizi fark edeceksiniz.

6. Soğan kavruldukça saydamlaşır aynı şey mercimekler için de geçerlidir.

7. Çorba tencerede kalmıyor etrafa saçılıyorsa tencereyi ocağa ters koymuş olabilirsiniz. Üçüncü maddedeki kişiden tekrar yardım isteyiniz.

8. Çorbayı karıştırırken sıkılmamak için şarkı söyleyebilir veya "Hayatın anlamsızlığı nasıl bazılarını harekete geçirirken bazılarını eylemsizliğe sürüklüyor?" sorusuna cevap arayabilirsiniz.

9. Çorbayı saat yönünde karıştırırsanız kafanız karışmaz.

11. Çorbayı karıştırmadan önce kaşığı yıkayın.

12. Çorbayı tabağa koymak için kepçe adlı uzun saplı büyük ve derin kaşıktan yardım alabilirsiniz.

10. Çorbayı tabağa koymadan önce çorbayı yıkayın?

13. Afiyet olsun.

Yazı yazma rehberi: bölüm 1

Evet arkadaşlar yepyeni bir yazı dizisi ile karşınızdayım. (Bu arada yazı dizisi var ama yazı filmi niye yok? Ya da yazı dizisi olmayanlar otomatik olarak yazı filmi sayılıyordur belki de.) Sürekli yazı yazmak istiyor ama nereden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? İçinizdeki edebiyatçı öldü mü yoksa? Hiç merak etmeyin o adamı geri dirilteceğiz ya da düzgün bir cenaze yapıp yerine yenisini koyacağız. Bu birtakım komik benzetmelerimizi de yaptığımıza göre hadi konumuza geçelim. Bunun için bir listeye ihtiyacımız olacak, gerekenler listesi. Önce bu listeyi oluşturacağız, isterseniz listeyi bir yere yazabilir ve ona fiziksel bir varlık kazandırabilirsiniz veya listeyi aklınızda tutabilir ve ona zihinsel bir varlık kazandırabilirsiniz. Tabii biraz hayal gücü ile yapabileceklerinizin sınırı yok. Listeyi çamaşır suyu ile tişörtünüze (kimyasal) yazabilir veya o bakmıyorken bir arkadaşınızın sırtına (biyolojik) yazabilirsiniz veya evinizde bulduğunuz tercihen kanatlı bir böceğe anlatabilirsiniz (entomolojik). Evet öncelikle listenize nasıl bir kimlik yüklemek istediğinize karar verin daha sonra başlayalım. 2. bölümde iyi bir yazı için gereken ve gerekmeyen şeyleri inceleyeceğiz. 

Yazı yazma rehberi: bölüm 2

Aslında bu bölüm için yeni yayın oluşturmam gerekiyordu ama ben sizlere ufak bir sürpriz yapmak istedim o yüzden buradan devam ediyorum ya da üşendim. Hangisi doğru? Bazı gerçekleri asla bilemeyeceğiz, örneğin: "Neden acı çekiyoruz? Eğer dış dünya ile hiçbir şekilde iletişimimiz olmasaydı kendi varlığımızın farkına varabilir miydik?" Bu soru da onlardan biri ama en azından bu sorunun cevabını bilmemek huzursuzluk yaratmıyor. Yazılardan bahsedeceğim ama önce insülinden bahsetmem gerekiyor. İnsülin pankreasta sentezlenirken önce proinsülin olarak sentezlenir daha sonra c-peptid denilen bir kısmı kesilir ve bildiğimiz insülin haline gelir ve insülin de gider çeşitli işler başarır (Vücut neden önce fazlalıklarıyla sentezleyip daha sonra kesiyor falan bunlar başka bir yazının konusu. Hepsine geleceğiz hiç merak etmeyin.) Ben bu yöntemi yazı yazarken de kullanıyorum. Önce tuşlara rasgele basarak bir harf yığını yazıyorum daha sonra silerek istediğim kelimeleri oluşturuyorum. Eğer yazı yazmaya yeni başladıysanız ve rasgele harflere basma konusunda zorlanıyorsanız sizin için aşağıya bir öbek harf bırakıyorum istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

askdjwqklenxmzcnzöxnncbqwöebkqweqwpeüğopığuüjplfinşömçzxcçmsncönassçsdvçadsçvndsşvkfdsiüqwepüqwpeoaüpeowqpeoqüeoüzcizlxcizxöcz.xmçnvçnçcönbxcmçövnzöxçcmcöçasmcçöqwlşdkqwilekwqieövcxvömnçfgnhçöfdghasdkşasdjkeıjterjyıjpuedjprjhdklnvmdvnsklelfjskgjlkdjlncmönsaodapwwoqüweopwqeoüwqepüwqğepişdasi,ldsmzcnzöxnncbqwöebkqweqwpeüğopığuüjplfinşömçzxcçmsncönassçsdvçadsçvndsşvkfdsiüqwepüqwpeoaüpeowqpeoqüeoüzciövgergedanddddddddddewrtyegdfscwqwqeqerterterwewerwerdsfcxvdddddddddddıjterjyıjpuedjprjhdklnvmdvnsklelfjskgjlkdjlncmönsaodapwwoqüweopwqeoüwqepüwqğepişdmzcnzöxnncbqwöebkqweqwpeüğopığuüjplfinşömçzxcçmsncönassçsdvçadddsçvndsşvkfdsiüqwepüqwpeoaüpeowqpeoqüeoüzcizlxcizxöcz.xmçnvçnçcönbxcmçövnzöxçcmcöçasmcçöqwlşdkqwilekwqieövcxvömnçfgnhçöfdghasdkşasdjkeıjterjyıjpuedjprjhdklnvmdvnsklelfjskgjlkdjlncmönsaodapwwoqüweopwqeoüwqepüwqğepişd

Beyaz eşyaları tanıyalım: Klima

 Öncelikle iyi günler. Yazı yazmanın emek gerektirdiğini bir kez daha fark ettim. Ekrana boş boş bakıp birkaç tuşa basmaktan fazlası gerekiyormuş. Kendimi rahata alıştırmışım, uzun süredir yeni fikirlere kafa yormuyorum. Yazmaya devam edip etmeme konusunda kararsızım. Bir yol ayrımındayım ve bir işaret bekliyorum. Yolun bir tarafı normal bir memur hayatına çıkıyor, öbür tarafı ise... aslında o tarafı da normal bir memur hayatına çıkıyor ama ek olarak birkaç adet saçma yazı yazıyorum. O kadar da fark yokmuş yav, yol ayrımı biraz iddialı oldu sanırım. Neyse devam edelim. Yazı yazmak gerçekten emek ister ama başka ne emek ister biliyor musunuz? Yazın havayı soğutmak. Klimalar da tam bu işe yarar. Aslında herkes biraz klimadır. Hangimiz yersiz bir laf etti diye arkadaşından soğumadık? Hangimiz bir olay karşısında soğukkanlılığımızı korumadık? Önemli olan içindeki klimayı fark etmek ve ona göre yaşamak, bu şekilde küresel ısınmanın bile önüne geçebiliriz. Önümüze çıkabilecek tek engel nükleer kış olur. Onu da içimizdeki klimayı kış modunda çalıştırarak aşabiliriz. (Bu arada işaret falan beklemiyorum yalan söyledim. Hem zaten işaretler beklenmez, aranır.)

Özlü sözler 2

İyi akşamlar, yepyeni  özlü sözler ile karşınızdayım. Her ne kadar anlamsız ve saçma olsalar da sonuçta özlü söz bunlar ve varoluş amaçlarını yerine getiriyorlar. Bir özlü sözün varoluş amacı nedir ki? Bu başka bir yazının konusu o yüzden şimdilik geçiyorum. Aşağıdaki özlü sözleri günlük hayatta dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Fakat diğer insanların gözündeki saygınlığınız önemliyse kullanmasanız daha iyi olur sanırım. Neyse sözlerimize geçelim. 

Daha önce olmamış olayların sonuçları da daha önce olmamıştır.
Çöküş sebebin neyse yükseliş nedenin de odur.
Bekleyerek kazandıklarını çalışarak kaybedersin.
Güneş çıkmadan yıldızlar kaybolmaz.
Kan vücudu dolaşır ama asıl çalışan kalptir.
Baktığın yerle durduğun yer aynıysa olmayabilir.
Seçilmeden seçenler geçilmeden geçerler.
Sadece kafiye ile özlü söz olmaz.
Geceye baktığınızda maymunlarla aynı yıldızları görürsünüz.
Haşlamak pişirmenin yarısıdır.

Yaşamadığın bir hayatı eleştiremezsin ama yumurtlamadığın bir yumurtayı eleştirebilirsin

Sıcaktan korkarsan unutma buzdolabı da soğuktur ama bazen motoru yanar

Çorap halının kişiselleştirilmiş halidir

Ayaklar altında olsan da son sözün teşekkür ediyorum olsun belki bir rica eden çıkar

 

10 adımda felsefe

 17.) Adımları hızlandırmak

İyi bir felsefeci gerektiğinde hızlı adım atabilmelidir, çünkü hızlı adımlar hedefinize daha çabuk ulaşmanızı sağlayacak ve bu sayede sıkılmak için daha fazla vaktiniz kalacaktır.(Başarının bir ölçütü de budur zaten, sıkılabilmek. Vaktinizi ne kadar verimli planlarsanız sıkılmaya o kadar çok zaman ayırabilirsiniz.) Konumuza dönelim, hızlanmak zihinde başlar, öncelikle şu anki durumunuzdan daha hızlı olabileceğinize inanmanız gerekir. İşin iyi yanı hızlı inanmanız gerekmiyor yavaş bir şekilde hızlanabileceğinize inanmanız da yeterli. Bu adımı tamamladıktan sonra okumaya devam edin.... Tamam mı? Güzel buna inandığınıza göre ikinci aşamaya geçebiliriz. İnanmanın ikinci aşaması yapmaktır ama zihinsel olarak yapmak. Rüyanızda koşarak bunu başarabilirsiniz. Rüyada koşmak zordur aslında, çünkü rüyanızda koşarken gerçekte yatıyorsunuzdur ve bu nedenle beyniniz uzuvlarınızdan koştuğunuza dair geribildirim alamaz sonuç olarak da saçma sapan bir hızda koşarsınız. Aynısı yumruk atarken de geçerlidir, çok yavaş atarsınız o yumruğu. Peki bu durumda ne yapmamız gerekiyor? Hasmımızın bizi dayaktan mest etmesine izin mi vereceğiz. Yani o da olur ama insan rüyasında dayak yememeli bence. Beyninizi kandırmak için normalde yapmadığınız hareketleri yapmanız gerekiyor bu sayede beyin yatan vücudunuzdan geribildirim alamayacak çünkü öyle bir geribildirim yok. Koşmak yerine kaymayı veya uçmayı deneyebilirsiniz. Yumruk atmak yerine de alev topu atabilirsiniz. Rüyanızda çok rahat bir şekilde alev topu atabilirsiniz merak etmeyin ya da hasmınızı yanınızdaki adama dövdürün o da bir seçenek. 

10 adımda felsefe

16a.) İşitsel boşluklar
Yine başlığı atıp bıraktığım bir taslak ve yine ben ne amaçla bunu yazdığımı unuttum. Yav İşitsel boşluğu falan boşverin de yazı yazmayalı bir seneyi geçmiş. Buraları çok sahipsiz bırakmışım ama okuyan olmadığı için o kadar da sorun değil (Okunmamanın yararları da var). Bu geçen bir senede kendimi geliştirdim ve artık bambaşka bir insanım demek isterdim ama öyle bir şey olmadı. Aslında düşününce kendi geliştirip başka bir insana dönüşmek iyi değil. Eğer bu kadar büyük bir gelişme gösteriyorsan bundan önce bir miktar acınası bir halde olman gerekiyor. Oyunlarda level atladıkça level atlaman zorlaşır ya onun gibi bir şey işte. Neyse konumuza dönelim, bu on adımda felsefe düşündüğümden yavaş ilerliyor, ben şimdiye kadar 30-40 adım atarım diyordum ama olmadı. Keşke bir yerlerde on adımda felsefeyi hızlandırma rehberi olsaydı. Belki vardır bakıyım... yokmuş maalesef, o zaman ben yazıyım nasıl hızlı adım atılacağını. Ne güzel yepyeni ve muhtemelen bitmeyecek bir yazı dizisi ile tekrar karşınızdayım. (Belki de yazı dizisi bitirme rehberi de yazsam iyi olur. Sizde varsa bana yollayın onu okuyum o da olur.)