Evet bugün yepyeni bir yazı dizisi ile karşınızdayım. Beyaz eşyaların karanlık yönlerini inceleyeceğiz. Neden kıyafetlerimizi ütülüyoruz? Ütü nasıl kırışıklıkları düzeltiyor? Ütülerin bizden sakladıkları bir şeyler var mı? Önce kolay olandan başlayalım. Ütüler bizden hiçbir şey saklamıyor endişe edilecek bir durum yok. Peki neden ütü yapıyoruz? Kıyafetimizdeki kırışıklıkları düzeltmek için ütü yapıyoruz. Kıyafeti oluşturan lifler yıkanıp suyla temas edince bükülür, kıvrılır ve değişik şekillere bürünür. Daha sonra kuruyunca da bu şekilde kalır. Ütü de buhar ve sıcaklık ile bu değişik şekillere bürünmüş lifleri tekrar eski düz haline getirir. Şimdi ütüye birkaç farklı açıdan bakalım mı? Bakalım. Ütülemek kıyafet liflerini tekdüze hale getirmektir. Ütüyle üstünden geçtikten sonra düzelmeyen kırışıklık azdır. Eğer ütüye rağmen kıyafet düzelmiyorsa bu üretim hatası kabul edilir. Toplum bazen sizin kendiniz olmanıza izin vermez. Sizi bir kalıba sokmaya çalışır. Buna karşı koymak kolay değildir tabii, şimdi ben bu iplikleri suçlamıyorum. Sonuçta benim de üstüme kızgın demir bastırsalar fikirlerim muazzam bir hızda değişir. Farklı olmak kolaydır, herkes farklıdır, her şey farklıdır. Kar kristalleri bile birbirinden farklıdır ama biraz zaman geçince hepsi aynı suya dönüşüyor. Evet farklı olmak kolaydır zor olan bu farkı devam ettirmektir fakat önce şu soruyu cevaplamanız gerekiyor "Aç mıyım?" çünkü insan açken aldığı kararlar saçma ve normal kişiliği ile alakasız olabiliyor. Eğer aç değilseniz sormanız gereken soru "Farklı olmak iyi mi?" aç olmaktan iyidir bence ama konumuz farklı olmakla aç olmanın kıyaslanması değil. Evet yukarıda da belirtildiği üzere farkı devam ettirmek zordur, enerjinizi ve zamanınızı harcar. Eğer tüm enerjinizi farkınızı korumaya harcarsanız farklı olursunuz ve farklı ölürsünüz, geride hiçbir şey bırakmadan. Zamanımız kısıtlı, vaktimizi ve enerjimizi planlı kullanmalıyız. Bazen ilerleyebilmek için sıradanlığı göze almak gerekiyor. Ütülendikçe düzleşmekte bir sorun yok. Ütüye rağmen kırışık kalmaya çalışmayın, onun yerine sıcaklığı kucaklayın, eriyin, yanın ve ütüye yapışın.
Böbreklerinize iyi bakın zira aklınızın bile sizi terk ettiği, dönüp bir daha bakamayacağınız o karanlık anlarınızda onlar hep sizinleydi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 adımda felsefe
17.) Adımları hızlandırmak Küçükken bir hikaye okumuştum. Adamın biri at arabasını elma ile doldurmuş, yolda gidiyormuş. Bir süre ilerledikt...
-
Tornavidalara tarafsız bir gözle baktığımızda tornavida ile vida sıkmak ve çekiçle çivi çakmak benzer eylemlerdir. ikisi de birbirinden bağ...
-
18. Sanat İyi bir felsefeci sanat hakkında bilgili gözükmelidir. Bu sayede çevrenize hava atabilirsiniz. Gerçekten bilmenize gerek yok ama ...
-
17.) Adımları hızlandırmak Küçükken bir hikaye okumuştum. Adamın biri at arabasını elma ile doldurmuş, yolda gidiyormuş. Bir süre ilerledikt...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder