9.) Sükûnet
İyi bir felsefeci olmak istiyorsanız ne zaman ve nasıl sakin kalınır öğrenmelisiniz zira öfke dediğimiz duygu beyin gücü ile kas gücünü değiş tokuş etme işlemidir ve bire bir ve silahsız kavgalar dışında hiçbir işe yaramaz. Az önce tanımladığım kavgalarda da bazen işe yarar ama nasıl adam dövülür başka bir yazının konusu (Ne zaman şu başka bir yazının konusu desem o konudan bir daha bahsetmediğimi fark ettim. Neyse bu da başka bir yazının konusu olsun. Yok yok olmasın ya da olsun yav. Olsun olsun.) Öncelikle biraz tarihsel gelişimimize bakalım ki öfke ve sükûnet hakkında biraz daha fikir sahibi olalım. Dünyadaki en üstün türlerden biri olmamızı çok dandik başlamamıza borçluyuz. (Ben birinciliği karıncalara kaptırmış olabileceğimizden şüpheleniyorum. Toplam ağırlıklarımız eşitmiş ama. Kapışsak biz alırız gibi ama belli de olmaz. Temkinli olmak lazım.) Eğer büyük dişlerimiz ya da güçlü bacaklarımız falan olsaydı onlarla avlanacaktık ve bugün büyük dişli ama beyinsiz olarak hayatımıza devam edecektik. (Aslında beyinli insanların yaptıklarını görünce belki beyinsiz olsak daha iyi olurdu diye düşünebilirsiniz ama şunu unutmayın beyinsiz olsaydık tavuk döner yiyemezdik.) ama bizde böyle şeyler yoktu. Bizim de bu eksik yönümüzü kapatmamız gerekiyordu. Beyin kapasitemizin artmasının nedeni budur aslında. İkinci ve daha büyük olan ihtimal tarih sahnesine daha çıkmadan bir köşede soyumuzun tükenmesiydi ama şansımıza olmamış öyle. Neyse öfke demek içgüdüsel hareket demektir ama binlerce yıldır biz içgüdülerimizle değil beynimizle hayatta kaldığımız için şimdi içgüdülerimize başvurmak pek de iyi bir seçim değil. Bu sıkıcı kısımları geçelim daha sıkıcı kısımlar var onlara geleyim ya da boş verin öfkeyi falan. Zaten bir yazıyı okuyarak öfkenizden kurtulabilseydiniz etrafta sinirli adam kalmazdı. Bünyeyle alakalı demek ki. Şimdi aklıma geldi insan ve bedenin sınırları biraz bulanık. Mesela adamın böbreğini çıkarsak yine aynı adam oluyor ama beyninin ön kısmını çıkarsak çok pislik, ahlaksız bi şey olur o adam. Biz beyin miyiz yoksa beyni yöneten miyiz? "O zaman beyni yöneten dediğimiz şey ne kim yönetiyor beynimizi?" diye bir soru sorulabilir. Cevap: Gergedanlar. Zaten o kadar beyine rağmen ineklerden daha az iz bırakıyoruz şu dünyaya bizi gergedanlar yönetse ne çıkar?
İyi bir felsefeci olmak istiyorsanız ne zaman ve nasıl sakin kalınır öğrenmelisiniz zira öfke dediğimiz duygu beyin gücü ile kas gücünü değiş tokuş etme işlemidir ve bire bir ve silahsız kavgalar dışında hiçbir işe yaramaz. Az önce tanımladığım kavgalarda da bazen işe yarar ama nasıl adam dövülür başka bir yazının konusu (Ne zaman şu başka bir yazının konusu desem o konudan bir daha bahsetmediğimi fark ettim. Neyse bu da başka bir yazının konusu olsun. Yok yok olmasın ya da olsun yav. Olsun olsun.) Öncelikle biraz tarihsel gelişimimize bakalım ki öfke ve sükûnet hakkında biraz daha fikir sahibi olalım. Dünyadaki en üstün türlerden biri olmamızı çok dandik başlamamıza borçluyuz. (Ben birinciliği karıncalara kaptırmış olabileceğimizden şüpheleniyorum. Toplam ağırlıklarımız eşitmiş ama. Kapışsak biz alırız gibi ama belli de olmaz. Temkinli olmak lazım.) Eğer büyük dişlerimiz ya da güçlü bacaklarımız falan olsaydı onlarla avlanacaktık ve bugün büyük dişli ama beyinsiz olarak hayatımıza devam edecektik. (Aslında beyinli insanların yaptıklarını görünce belki beyinsiz olsak daha iyi olurdu diye düşünebilirsiniz ama şunu unutmayın beyinsiz olsaydık tavuk döner yiyemezdik.) ama bizde böyle şeyler yoktu. Bizim de bu eksik yönümüzü kapatmamız gerekiyordu. Beyin kapasitemizin artmasının nedeni budur aslında. İkinci ve daha büyük olan ihtimal tarih sahnesine daha çıkmadan bir köşede soyumuzun tükenmesiydi ama şansımıza olmamış öyle. Neyse öfke demek içgüdüsel hareket demektir ama binlerce yıldır biz içgüdülerimizle değil beynimizle hayatta kaldığımız için şimdi içgüdülerimize başvurmak pek de iyi bir seçim değil. Bu sıkıcı kısımları geçelim daha sıkıcı kısımlar var onlara geleyim ya da boş verin öfkeyi falan. Zaten bir yazıyı okuyarak öfkenizden kurtulabilseydiniz etrafta sinirli adam kalmazdı. Bünyeyle alakalı demek ki. Şimdi aklıma geldi insan ve bedenin sınırları biraz bulanık. Mesela adamın böbreğini çıkarsak yine aynı adam oluyor ama beyninin ön kısmını çıkarsak çok pislik, ahlaksız bi şey olur o adam. Biz beyin miyiz yoksa beyni yöneten miyiz? "O zaman beyni yöneten dediğimiz şey ne kim yönetiyor beynimizi?" diye bir soru sorulabilir. Cevap: Gergedanlar. Zaten o kadar beyine rağmen ineklerden daha az iz bırakıyoruz şu dünyaya bizi gergedanlar yönetse ne çıkar?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder