11 Nisan 2015 Cumartesi

Filmler

Aklımda bir kaç tane film fikri var. Eğer ilerde film çekmeyi düşürseniz ve fikre ihtiyacınız olursa bunları kullanabilirsiniz.
1.) Dünyayı zombiler ele geçirecek. Bunun diğer filmlerden farkı bu sefer zombilerin gözünden göreceğiz. Etrafta dolanan et dönerlerin size saldırdığı ve öldürdüğü bir dünya düşünün. İşte zombiler de aynen böyle görüyorlar etrafı. Zombilerin iletişim yolu konuşma, işaret falan değil de koku olacak. Üzülünce, kızınca, sevinince farklı kokular yayarak iletişim kuruyorlar zombiler. Bu yüzden biz bu iletişimi anlamayıp onları beyinsiz mallar zannediyoruz yoksa annesi, kardeşi baltayla satırla öldürülen bir zombi çok üzülüyor, kızıyor ama biz anlamıyoruz koku değişikliğine dikkat etmediğimiz için. Alt yazılı olacak zombilerin konuşması. Belki bir zombi konuşmayı öğrenir, Belki bir zombi yaşayan bir kıza aşık olur onu tamamen yemeden zombiye dönüştürmeye çalışır falan. Ya da zombilerle insanlar( yürüyen et dönerler) arasında savaş çıkar. Tam zombiler yenilecekken esas oğlan ormandan zombi gergedanlarla çıkar ve dağıtır ortalığı. Çok düşünmedim oraları ama geliştirilebilir bir fikir bence.
2.) Savaş filmi olacak. İki taraf var. Bir taraf sihir kullanıyor öbür taraf bilim. Roketler fireball'lara karşı. f35'ler ejderhalara, bir taraf irade gücü ve zekayı kullanırken öbür taraf çalışkanlık ve azimi kullanıyor. Sonuçta sihir ve bilimin gelişme yolları farklı. Esas adam belki bu ikisini birleştirip dünyaya barış getirebilir. Ya da büyücüdür bizim adam. Bir dolu bilim adamı katletmiştir. Sonra birisi iftira atar ülkesinden kovulur, gider bilim falan öğrenir. En sonunda da başka bir boyuttan gözlerinden lazer atan gergedanlar çağırarak herkesi öldürür. Bir dolu senaryo çıkar aslında.
3.) Bizim dünyada geçiyor film. Tek fark var para yok. Ticaret malzemesi anılar. Ekmek mi alacaksınız. Gidiyorsunuz bakkala, 3. sınıfta Türkçe dersinden 5 aldığınız zaman yaşadığınız sevinci veriyorsunuz. araba mı alacaksınız, çok kolay sadece sevgilinizle ilk buluşmanızı veriyorsunuz. Verdiğiniz anıları komple unutuyorsunuz ya da o anıları düşünmek artık sizin için hiçbir şey ifade etmiyor. Bir meyvenin suyunu sıkınca posası kalır ya öyle işte. Ya da eti formun tatsız tuzsuz sunta gibi krakeri var ya onun gibi bir şey oluyor. Anıyı satın alan kişi mutlu oluyor artık. Sanki kendi yaşıyormuş gibi. Tabii bazı insanlar bir dolu anı posası yüzünden akli dengelerini kaybetmesinler diye, satılan anıları unutturma merkezlerine gidiyorlar. Memurlar falan sabah 8 akşam 5 sürekli eğleniyorlar. Çıkışta bir kısmını şirkete verip bir kısmını da kendileri alıyorlar maaş olarak. Belki Dram falan olabilir. Mesela kumar bağımlısı genç, anılarının çoğunu kaybediyor masada. Ölen annesiyle ilgili anılarını koyuyor masaya(Sevgilisi de olabilir ama anne sevgisi daha başka sanki.(2.bir parantez açıyım tam tersi de olabilir anne çocuğuyla ilgili anıları kaybeder falan neyse)). Onu da kaybediyor. Annesinin sesini, kokusunu, yüzünü unutuyor. Çok pişman oluyor. Bu anıların peşine düşmek istiyor ama maalesef ki meyve suyu geri meyveye dönüştürülemez. Filmin sonunda yaşadığı bunalımdan intihar eder belki. Ya da satılan şey iyi anılar değil de kötü anılar olur. Ekmek için, bakkalın küçükken kırılan oyuncağıyla ilgili, araba için satıcının sevdiği birinin ölümüyle ilgili anıyı alırsınız. Daha bir karanlık atmosfer olur o zaman. Daha çok konu çıkar buradan da sonra düşünürüz onları.
4.) Bir gün dünyadaki tüm kapılar bu kadar yeter deyip isyan çıkarıyor. Zor açılıp zor kapanıyorlar. Bir kısmı hiç açılmıyor. Sonra hepsini söküp yerlerine yenilerini takıyorlar. İsyan başarısız oluyor.
Aklıma gelirse yazarım gene. İyi akşamlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazı yazma rehberi: bölüm 5

Öncelikle iyi günler, nasılsınız iyi misiniz? Umuyorum ki her şey yolundadır. Aslında her şeyin yolunda olması bazı durumlarda iyi olmuyor. ...